Kentsel dönüşüm, bir şehirde afet riski taşıyan bölgelerin sistemli bir şekilde, kontrollü bir şekilde düzenlenerek, sağlıklı ve refah düzeyine yaklaştırılması sürecini ifade eder. Bu süreç, devletin finansal desteği ile yıkılma tehlikesi taşıyan binaların yeni yaşam alanlarına dönüştürülmesini içerir.
Kentsel Dönüşüm Kanunu’na göre, Türkiye’nin her bölgesinde, kır-kent ayrımı gözetmeksizin yıkılma tehlikesi bulunan binaların devlet tarafından finansal destekle yeni yaşam alanlarına dönüştürülmesi öngörülmektedir. Bu destek, vergi muafiyeti, kira yardımı ve kredi desteği gibi önemli unsurları içerir.
Kentsel dönüşüm, özellikle kaçak yapılaşmanın önüne geçmek ve doğal afetlerde felaketin boyutlarını minimize etmek amacıyla kentlerde uygulanır. Bu projeler, genellikle parklar, alışveriş merkezleri, otoparklar, sokaklar, sosyal aktivite alanları ve kültür merkezleri gibi yeni yaşam alanlarının inşasını içerir.
Kentsel dönüşüm şartları, riskli binaların veya alanların tespitiyle başlar ve bu şartlar altında yıkım süreçleri başlatılır. Kentsel dönüşümün en temel şartı, dönüşüme tabi tutulan binanın veya bölgenin risk taşıması veya riskli kabul edilmesidir. Bu şartlar altında bina sahiplerine devlet tarafından özel destekler sunulur.
Bu destekler arasında kira yardımı ve kredi desteği öne çıkar. Bir binanın kentsel dönüşüm kapsamına alınabilmesi için ilk koşul, binanın riskli olarak değerlendirilmesidir. Bu, binanın insan yaşamına uygun olmadığını ve yıkılma tehlikesi taşıdığını gösterir.
Bir binanın riskli olup olmadığına kim karar verir? Risk tespiti, başvuruyu yapan şirket tarafından yapılır ve bu, kentsel dönüşüm sürecinin ilk adımını oluşturur.